Doğu Karadeniz’de küresel iklim değişikliğinin etkileri ile görülen ani, lokal ve şiddetli yağışlar, can ve mal kayıplarıyla sonuçlanan sel ve heyelanlara yol açıyor.
Yağışlar özellikle dik ve eğimli arazilerde toprak hareketlerine neden oluyor. Bölgede aktif olan Karadeniz ile Kuzey Anadolu fayı arasında oluşan mikro depremler ise heyelan sahalarını tetikliyor.
Kandilli Rasathanesi’nin verilerine göre; 2022 yılında 50’ye yakın 2 ile 4 büyüklüğü arasında yaşanan mikro depremlerin bölgede toprağı hareketlendirdiğini belirten uzmanlar, heyelanlardaki artışa dikkati çekiyor. Bölgenin zorlu coğrafyasındaki tarım arazilerine köklü ağaçlar dikilmesi gerektiğini öneren bilim insanları, mühendislik hizmetleri ile de riskli yamaçların güvenli hale getirilip, istinat duvarlarının ise gözden geçirilmesini tavsiye ediyor.
‘DEPREMLER HEYELANLARIN DURAĞANLIĞINI BOZUYOR’
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, aktif fayların bölgede yer sarsıntılarına neden olup, toprağı harekete geçirdiğini belirterek, “Doğu Karadeniz’de heyelanların ana nedeni coğrafi koşullar. Aşırı yağış ve dik topoğrafya, heyelanların ana nedeni. Ancak son yıllarda yapılan gözlem, heyelanların oluşumlarında bir diğer önemli faktörün, bölge depremselliğinin heyelanlara neden olduğunu ortaya koyuyor. Karadeniz fayı, bölgenin aktif tektoniğini oluşturuyor. Doğu Karadeniz, yılda 0,6 milimetre kadar yükseliyor ve 1-2 milimetre de kuzeye doğru ilerliyor. Bu hareket fayların üzerinden gelişiyor. Faylar da bölgede depremlere neden oluyor. Depremler yer sarsıntısına sebebiyet veriyor, heyelanların da durağanlığını bozuyor” diye konuştu.
‘HEYELANLARDA ARTIŞLAR YAŞANACAK’
2 büyüklüğündeki bir mikro depremin bir futbol sahası kadar alanın yer altında kırıldığını gösterdiğini aktaran Prof. Dr. Bektaş, “Bu kırılma bir de sığ oluyorsa, 3-4 kilometre derinliğinde oluyorsa; bölgedeki yamaçların ve çevrenin etkilenmemesi mümkün değil. Örneğin 2022 yılında Doğu Karadeniz’in kuzeye bakan yamaçlarında Kandilli’nin almış olduğu deprem kayıtları, 50’ye yakın 2 ile 4 arasında mikro depremler olduğunu gösteriyor. Bu mikro depremler, bölgedeki dağların, yamaçların stabilitesini önemli ölçüde bozmuştur. 2022’den 2023’e doğru geçtiğimiz sırada Kahramanmaraş Elbistan depremi oldu ki; bu depremlerin dinamik stres transferini, deprem dalgalarının buraya kadar olan etkilerini yaşayıp, gördük. Bölgede yağışların daha da artacağını düşünecek olursak ve bu depremlerin de etkisiyle önümüzdeki aylarda heyelanlarda bir artışın olması söz konusu olabilecek” dedi.
‘ÖNLEMLERİN ALINMASI LAZIM’
Heyelanlara karşı alınacak önlemlere de değinen Prof. Dr. Bektaş, “Heyelanlar özellikle Karadeniz sahilini kuzeyden güneye bağlayan yollar üzerinde önemli bir şekilde etkili oluyor. Yolların kapanması sebebiyet veriyor. Heyelanlar en fazla gece tehlikeli oluyor. Heyelan artışları devam edecek. İklim değişimi, bölgenin tektonik ve coğrafi özelliği nedeniyle heyelanlarda artış olacak. Elbette ki heyelanları önlemek için birtakım mühendislik çalışmalar var. Bunların başında eğimi azaltmak, kaya düşmelerini önlemek için bohçalama yapmak gibi mühendisliğin temel ilkeleri var. Bu önlemlerin alınması lazım. İlgililerce, çok daha dikkatli bir şekilde, yollarda can güvenliğinin sağlanması lazım” diye konuştu.