Savaş kabinesine liderlik eden Netanyahu, Gazze’deki savaş devam ederken başka bir cephede daha savaşmak zorunda kaldı.
Başbakanla ilgili uzun süredir devam eden yolsuzluk iddialarıyla ilgili duruşmalar Pazartesi günü yeniden başladı.
Savaşın ardından mahkemeler acil olmayan davaları görmeyi bırakmıştı, ancak uzun süredir iktidarda olan başbakan artık en azından teorik olarak sanık kürsüsüne geri döndü.
Netanyahu duruşmaya katılmadı ancak muhtemelen bahar aylarında savunma davası sırasında ifadeye çağrılacak.
Netanyahu, 2019’un sonlarında rüşvet, dolandırıcılık ve güveni suiistimal etmekle suçlandı ve bu, onu görevdeyken suçlanan ilk İsrail başbakanı yaptı.
7 Ekim travması, görevdeyken rüşvet, dolandırıcılık ve güveni suiistimal suçlamalarıyla suçlanan ilk başbakan olan Netanyahu’nun süregelen hukuki sıkıntılarına yeni ve büyük bir boyut kazandırdı. İsrailliler onu ve sağcı hükümetini protesto ediyor…
İsrail’de protestocular Netanyahu’nun istifasını istemeye devam ederken anketler de kan kaybını gözler önüne seriyor.
Bu krizin ortasında Netanyahu, bir yandan siyasi kariyeri için mücadele ederken, bir yandan da Hamas’ı yenilgiye uğratmaya çalışıyor.
Ancak Netanyahu iki cephede de kaybedebilir. Bu da Netanyahu için ‘kâbus senaryosu’ olarak adlandırılıyor.
Mahkemenin vereceği karar Netanyahu’nun siyasi akıbetini tayin edecek potansiyele sahip.
NETANYAHU’NUN GÖREVDEN ALINMASI MÜMKÜN MÜ?
Sadece suçlu bulunması durumunda Netanyahu görevden alınabilir. Netanyahu kararı temyiz etme hakkına sahip olacağı için, bu da davayı ülkenin Yüksek Mahkemesi’ne taşıyarak çözüm sürecini daha da uzatabilir.
Netanyahu’nun yüzünde kanlı bir el izinin olduğu posterler Tel Aviv’in her yerine asıldı. Bu poster protestoların simgelerinden biri haline gelirken anketler ise Netanyahu’nun oylarındaki erimeyi gözler önüne seriyor.
İsrail istihbaratının bu derecede başarısız olduğu ve bu kadar çok kayıp verdiği son sefer, neredeyse 50 yıl önce, Mısır ve Suriye’nin Yom Kippur’da İsrail’i işgal ettiği gündü.
Bu başarısızlık dönemin Başbakanı Meir’in koltuğuna mal oldu. Meir, 1973 Arap-İsrail Savaşı’ndan sonraki yıl 1974’te başbakanlıktan istifa etti.
Şimdi dünya Netanyahu’nun da aynı akıbeti yaşayıp yaşamayacağını merak ediyor.
Bir yandan yolsuzluk davası ile karşı karşıya kalan Netanyahu bir yandan da partisi içinden ve dışarıdan gelen tepkileri göğüslemeye çalışıyor.
Son olarak iktidardaki Likud partisinin üst düzey üyelerinden biri olan Ekonomi Bakanı Nir Barkat, devam eden savaş sonrasında Netanyahu’nun partideki 18 yıllık liderliğine, partinin ‘değişime ihtiyacı olduğunu’ söyleyerek meydan okudu.
Netanyahu, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısının sorumluluğunu kabul etmemesi nedeniyle giderek artan eleştirilerle de karşı karşıya kalıyor.
İsrail’in Shin Bet güvenlik servisinin eski şefi Pazartesi günü Başbakan Netanyahu’yu derhal istifaya çağırdı.
Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak ise ‘Normal bir ülkede Netanyahu 8 Ekim’de istifa ederdi’ diyerek Netanyahu’ya yüklendi.
Netanyahu’nun aşırı sağcı müttefiklerinin aradığı maksimalist zaferi elde etmesi de zor görünüyor.
Hamas’ı yok etme hedefinin gerçekçi olmadığı eleştirileri giderek artıyor. Son olarak Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İsrail’i Hamas’a yönelik hedeflerini netleştirmeye çağırmış ve şunları söylemişti;
‘İsrailli yetkililerin amaçlarını ve nihai hedeflerini daha net tanımlaması gereken bir dönemdeyiz. Hamas’ın tamamen yok edilmesinin mümkün olduğunu düşünen var mı? Eğer durum buysa, savaş 10 yıl sürecek.’
İktidar ortağı Ben Gvir’in ‘Savaş yoksa hükümet de yok’ sözü Netanyahu hükümetinin ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne seriyor. Aşırı sağcı ortaklarını memnun etmek zorunda olan Netanyahu’nun Gazze’deki savaşa dönme sebeplerinden birisinin de bu olduğu belirtiliyor.
Netanyahu, siyaset hayatında pek çok lakap kazandı. Bunlardan bir tanesi de yenilginin kaçınılmaz olduğu düşünülen anlarda dahi zafer kazanma yeteneği sayesinde ona layık görülen ‘sihirbaz’ yakıştırmasıydı.
Netanyahu’nun bir başka lakabı ise ‘Bay Güvenlik’. Ancak Netanyahu bu lakabını Hamas saldırısını önleyemeyerek kaybetti.
Anket sonuçları, parti içi ve dışı tepkiler ile beraber Hamas’ın yok edilmesinin son derece zor bir hedef olması zamanın Netanyahu alehinde daraldığına işaret ediyor.
İki cephede savaşan Netanyahu’nun bir kez daha ‘sihirbazlık’ yapıp yapmayacağını kuşkusuz zaman gösterecek.
Ancak ortak siyasi beklenti, silahlar sustuğunda Netanyahu’nun iktidardaki son günlerinin başlayacağı yönünde ve İsrail’deki diğer tüm siyasi aktörler de bu varsayıma göre hareket ediyor.