ABD’nin Nevada eyaletinde yer alan Lovelock Mağarası’nda, 1912’den bu yana yapılan kazılarda ortaya çıkarılan devasa insan kafatasları, 38 cm’lik sandaletler ve devasa el izleri, bir asırdan fazla bir süredir bilim insanlarının ve halkın merakını uyandırmaya devam ediyor.
Bu “Lovelock Devleri” hakkındaki bilgiler; soluk tenli, kızıl saçlı, yerel kabilelere savaş açan, sonunda bir mağaraya kapatılıp yok edilen Amerikan yerlisi bir kabilenin hikayelerini anlatıyor.
Arkeologlara göre hikayede muhtemelen gerçekler abartılıyor hatta “tamamen uydurma” bile olabilir ancak bazı deliller inananları cesaretlendirmeye devam ediyor.
İLK BULGULAR 1911’DE ORTAYA ÇIKTI
Her şey, bir çift madencinin 1911’de devasa kalıntıları ilk kez keşfetmesiyle başladı. Uzun zamandır değerli bir gübre kaynağı ve barutun bir bileşeni olan yarasa dışkısı guano’yu arıyorlardı.
Ancak bu kişiler guano’yu ararken umduklarından fazlasını buldular: 60’tan fazla insan iskeleti. Üstelik bazılarının olağanüstü derecede büyük olduğu (iki metrenin üzerinde) olduğu bildirildi.
1912 ve 1924 yıllarında mağarada yapılan kazılarda binlerce eser ortaya çıkarıldı. Buluntuların çoğu beklendiği gibiydi: sepetler, ördek düdükleri, ok uçları ve hayvan şeklinde oyulmuş tören nesneleri. Ancak giyilmiş gibi görünen devasa sandaletler de dahil olmak üzere son derece tuhaf bulgular da vardı. Yaklaşık 38 cm uzunluğundaki bu ayakkabılar, kabaca 48 numara ayakkabıya karşılık geliyor.
Bir başka tuhaf bulgu da, ortalama bir insan elinin iki katı büyüklüğünde görünen, taşa kazınmış gibi görünen bir el iziydi.
Bu kazılardan elde edilen raporlar devlerin boyutlarının büyüdüğünü gösteriyordu: 1931 yılı itibariyle 2,7 ve 3 metre boyunda oldukları bildirildi.
Dikkat çekici bir şekilde, bazılarının kızıl saçları vardı; bu, Amerikan yerlileriyle tam bir tezat oluşturuyordu.
3000 YIL ÖNCE GÖÇ ETMİŞLER
Varlıkları bir sır olarak kalsa da sözlü gelenek bazı ipuçları verebilir.
Bölgenin yerli Paiute kabileleri, 3000 yıl önce bölgeye göç ettiği bildirilen Si-Te-Cah adlı barbar bir grubun hikayelerini anlatıyor.
Paiute mitolojisine göre Si-Te-Cah onlara ve komşularına savaş açmaya başladı ve kendileri de kızıl saçlıydı.
16. yüzyıl İspanyol fetihçisi Pedro Cieza de León’un anlatımları, “kızıl saçlı barbarlardan oluşan vahşi ve gizemli bir grubun” varlığını doğruluyor gibi görünüyor.
León’un anlatılarında, “Büyük tekneler gibi sazlıklardan oluşan sallarla deniz yoluyla gelen adamlardan bazıları o kadar uzundu ki dizden aşağısı sıradan bir orta boylu adamın boyu kadardı.” ifadesi yer alıyor.
TARİHÇİLER FARKLI KONUŞUYOR
Ancak bazı tarihçilerin kanıtlarla ilgili farklı açıklamaları var.
Nevada Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, dev kalıntılar yalnızca uzun boylu insanlara ait olabilir; bu da insanların 2 ile 3 metre arasında değil, sadece 1.80 cm boyunda olduklarını söylüyor.
Sarah Winnemucca Hopkins’in “Paiute’ler Arasında Yaşam: Yanlışları ve İddiaları” başlıklı tarih kitabında devlerden hiç bahsedilmiyor, ancak barbarlardan bahsediliyor.
Tarihçiler, kuru çöl koşullarında yaşlanmanın koyu saçları kırmızıya çevirebileceğini, bunun da kızıl saçlı kalıntıların potansiyel olarak açıklayıcı olabileceğini belirtiyor.
Dahası, tarihçi Adrienne Mayor, “İlk Amerikalıların Fosil Efsaneleri” adlı kitabında, yerel girişimcilerin bölgedeki turizmi canlandırmak için insan kalıntılarının boyunu abartmış olabileceğini yazdı.
Nevada, Winnemucca’daki tarih müzesi şu anda Lovelock Mağarası’nda bulunan eserlerin çoğunu barındırıyor.