Adıyaman’ın Besni ilçesinde 15 Temmuz Şehitler Mahallesi’nde bulunan Yukarı Şehir Kooperatif Evleri B blokun tamamı, D blokun ise yarısı yıkıldı. Enkaz yığınına dönen binalarda 80 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi ise yaralandı. Besni Cumhuriyet Başsavcılığı, eski AKP Besni İlçe Yönetim Kurulu Üyesi müteahhit Şükrü İşitmen ve diğer 14 sanık hakkında, “Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan dava açtı.
Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 22 Ekim günü görülen duruşmada müteahhit İşitmen’in yeniden tutuklanmasına hükmedilmişti. Sanık Şükrü İşitmen, kayıplara karışırken İşitmen hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı. Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 21 Ocak’ta görülen ikinci duruşmada mahkeme heyeti, müteahhit Şükrü İşitmen hakkında istenen kırmızı bülten talebini reddetmişti.
“HER NEREDEYSE TUTUKLANIP YAKALANSIN”
Yukarı Şehir Kooperatif Evleri’nde yakınlarını kaybedenler ve avukatları, Şükrü İşitmen’in yakalanması için Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya çağrıda bulundu.
Binada eşi ve 3 çocuğunu kaybeden, enkazdan akrabaları tarafından çıkarılan Hatice Elçi, “6 Şubat benim hayatımın karardığı bir ay. Ben 6 Şubat’ta eşimi ve 3 evladımı kaybetmiş bir anneyim. Benim eşimin ve çocuklarımın katiline tutuklama emri çıkmasına rağmen şu an kaçak. Ben katilin yakalanmasını istiyorum. Katillerin serbest gezmesini istemiyorum. Şükrü İşitmen her neredeyse tutuklanıp yakalansın” ifadelerini kaydetti.
“DEPREMLER DEĞİL ÇÜRÜK BİNALAR ÖLDÜRÜYOR”
Binada öğretmen kızını ve 8 yaşındaki torunu kaybeden emekli öğretmen Davut Güler ise, “Depremler öldürmüyor, çürük binalar öldürüyor. Kızımı ve torunumu Şükrü İşitmen’in yaptığı çürük binada kaybettik. Kızım öğretmendi, çok başarılıydı. 8 yaşındaki torunumu ben ellerimle çıkardım. Şükrü İşitmen önce tutuklanmıştı daha sonra serbest bırakıldı. İşitmen hakkında tekrar tutuklama karar çıktı. Şu an aranıyor ama bulanmıyor. Muhtemelen yurt dışına kaçmış olabilir. Çünkü suçlu olduğunu çok iyi biliyor. Kaçmak kurtuluş değildir.” açıklamasında bulundu.
Güler, Cumhurbaşkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğü ve Adıyaman Jandarma Komutanlığı’na çağrı yaparak “Bunlar bir çalışma yaparsa ve bunu ele geçirirlerse bizim acımız bir nebze hafifler. Bir an önce yakalanmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“ENKAZ ALTINDAYKEN İKİNCİ DEPREMİ YAŞADIK”
Binada öğretmen eşi Zeliha Özer’i kaybeden ve enkazdan çevredekilerin yardımıyla yaklaşık 9 saat sonra çıkarılan öğretmen Abdulvahap Özer, “Deprem zamanında eşimle birlikte yatak odasındaydık. Deprem olduğu zaman eşimle 2-3 saniye bakışmamız oldu. 6-7 aylık evliydik ve eşim 6 aylık hamileydi. Birden tavanın üzerimize çöktüğünü gördük. Eşimin iki saat sesini duydum, acılar içerisindeydi. Bir şey yapamıyordum, aciz durumdaydım. Bununla beraber o binada kalan kişilerin seslerini de duymaya başladım. Bağırma, çığlık, ağlama seslerini de duydum.” sözlerini sarf etti.
“Dışarıda gezen birkaç kişinin ayak seslerini duyduktan sonra biz de sesimizi dışarıya vermeye başladık. Eşim ve ben enkaz altındayken ikinci depremi de yaşadık. Beni 8’nci veya 9’ncu saat çıkardılar. Beni Besni’deki halk çıkarttı. AFAD yetkilileri, asker vesaire gelip bizi çıkarmadı. Ben çıkmadan önce ‘hamile eşimi çıkarın’ dedim. Bana ‘eşini çıkardık, seni çıkaralım’ dediler. Çıkarıldıktan sonra Besni Devlet Hastanesi’ne gittim her tarafta cesetler vardı.” ifadelerini kaydeden Özer, dördüncü gün saat 13.30’da Polonya ekibinin eşini çıkardığı ifade etti.
Özer, “Eşimin son kez yüzünü gördüm, hastaneye yetiştirdiler. Orada sarılma ve saçındaki çakılları, toprakları silme imkanım oldu. Daha sonraki süreçte doktor geldi eşimin ve karnındaki çocuğumun eks olduğunu söyledi. Orada benim için hayat bitti. Eşimi defnettikten sonra acımızı bile doğru dürüst yaşamadan enkazın altında kalan hatıralarımızı aramaya çalıştık ama onları da bulamadık.” ifadelerini kullandı.
“DENETLEME NOKTASINDA TİTİZ DAVRANILMASINI İSTİYORUM”
Öğretmen Özer, firari İşitmen’in yakalanması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrı yaparak “163 kişinin ölümünden sorumlu cani ‘samimi beyan’a göre serbest bırakılıyor. Büyük ihtimalle bu kişi yurt dışına kaçtı. Biz kırmızı bülten talebinde bulunduk ama mahkeme tarafından talebimiz reddedildi. Biz hakkımızı, adaletimizi arıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızdan talebim bu olayların bir daha bu şekilde yaşanmaması adına denetleme noktasında titiz davranılmasını istiyorum.” ifadelerini kaydetti.
İki yıldır konternerde kaldığını belirten Özer, “Konteyner kentte yazın sıcağını, kışın soğuğunu çekiyorum. Konteynerlerde kalan yaşlı ve engelli insanlar var. Bu insanların hiç bekletilmeden evlerinin teslim edilmesini istiyorum. Nasıl devletimiz Metina’da, Gara’da, Zap’ta teröristleri bulup getirebiliyorsa bu Şükrü İşitmen’in de nerede olduğu biliniyordur, getirilmesini istiyoruz. Avukatları, bu adamın suçsuz olduğunu savunuyor. Gelsin Türk adaletine teslim olsun, kendisini savunsun. Neden kaçıyor? Bunca insanı öldüren bir insan neden kaçar?” söyleminde bulundu.
“ÜMİT EDİYORUM YAKALANIR”
Müşteki avukatı Muhammed Cihan Güvenç de depremlerde Adıyaman’da ciddi yıkımlar yaşandığını belirterek “Eğer inşaatlar usulüne uygun yapılsaydı, yönetmeliklere uygun yapılmış olsaydı, deprem gerçeği göz önünde bulundurularak yapılsaydı bugün bu can ve mal kayıpları belki yarı oranda yaşanacaktı veya hiç yaşanmayacaktı. Dünyanın çeşitli yerlerinde emsal büyüklükteki depremlerde can ve mal kayıplarının bizdeki kadar olmadığını ve hayatın kesintiye uğramadan devam ettiğini görüyoruz. Japonya’da, ABD’nin California eyaletinde, Filipinler’de büyük depremler yaşanmasına rağmen hayat kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Bizim ülkemize geldiğimiz zaman en küçük bir depremde bile can ve mal kayıplarıyla karşılaşıyoruz. Bunun nedeni bizim inşaat yapımında kurallarına riayet etmememiz” açıklamasında bulundu.
Avukat Güvenç, depremden sonra açılan davalarda yargılamanın uzadığına ve insanların beklentilerini karşılamadığına işaret ederek “Eğer yargılamalara ‘olası kast’ üzerinden gidilirse cezalarda kısmen de olsa bir caydırıcılık olacağı kanısındayım. Depremden sonra yapılan inşaatlarda bu caydırıcılık dikkate alınırsa bundan sonraki depremlerde daha az can ve mal kaybıyla karşılaşma olasılığı doğacaktır. Yukarı Şehir Kooperatif Evleri’nde müteahhidin asli kusurlu olduğu gelen bilirkişi raporlarında anlaşılıyor. Sanık Şükrü İşitmen 1 yıl tutuklulukta bulunduktan sonra serbest bırakıldı, akabinde tutuklamaya yönelik karar çıktı ve yurt dışına kaçtığına dair durum söz konusu. Bunun içinde mahkemeden kırmızı bültenle yakalama kararı talep ettik fakat olumsuz yanıt aldık. Ümit ediyorum yakalanır.” ifadelerini kullandı.
More Stories
Kaçak kazı yapan 10 şüpheli yakalandı
Polisin gözü önünde tüm kıyafetlerini çıkardı: Arabanın üzerine çıkıp zafer işareti yaptı
9 milyar liralık dev vurgun, 40 gözaltı: 125 milyon liralık araçlar İstanbul’da sergilendi