Tom Barack Erdoğan için “Meşruiyet veriyoruz, büyük değişiklikler göreceksiniz” diyen Barrack, Suudi basınına verdiği röportajda bu kez “Orta Doğu diye bir şey yok. Aşiretler ve köyler var” ifadelerini kullandı, sözlerini Sykes-Picot Anlaşması’na getirerek “Ulus devletler 1916’da İngilizler ve Fransızlar tarafından kuruldu. Ancak Orta Doğu öyle işlemiyor” dedi.
Bölgenin sosyal yapısını “birey, aile, köy, aşiret, topluluk, din ve ulus” hiyerarşisiyle açıklayan Barrack, daha önce de “Orta Doğu’da barış bir illüzyondur, hiç olmadı ve muhtemelen olmayacak” demişti.
Peki Barrack’ın küçümsediği “Orta Doğu” kavramı aslında nereden geliyor…
BULAN KİŞİ ABD’Lİ BİR İSİM
“Orta Doğu” (Middle East) oldukça modern bir kavram. İlk kez 1902’de Amerikalı deniz stratejisti Alfred Thayer Mahan tarafından kullanıldı. Mahan, İngiliz dergisi National Review’da yayımladığı bir makalede Basra Körfezi ve Hint Okyanusu’nun stratejik önemini vurgularken bu bölgeyi tanımlamak için “Middle East” ifadesini kullandı.
O tarihe kadar Batılı literatürde iki kavram vardı:
“Yakın Doğu” (Near East), Osmanlı topraklarını ve Balkanlar’ı kapsıyordu; “Uzak Doğu” (Far East) ise Çin, Japonya ve Kore gibi bölgeleri işaret ediyordu.
Mahan’ın “Middle East” kavramı ise bu iki alan arasında kalan İran, Basra Körfezi ve Arap Yarımadası gibi coğrafyaları tanımlıyordu.
Osmanlı döneminde “Orta Doğu” kavramı kullanılmıyordu; Türkçeye bu ifade 1940’larda girdi ve o yıllardan itibaren yaygınlaştı.
KİM BU MAHAN
Alfred Thayer Mahan (1840–1914), ABD donanma subayı, stratejist ve tarihçiydi. 1890’da yayımladığı ‘The Influence of Sea Power upon History, 1660–1783’ adlı eseriyle tanındı. Deniz gücünün dünya siyasetindeki belirleyici rolünü anlatarak deniz gücü teorisini geliştirdi. Ona göre bir ülkenin küresel güç olabilmesi için deniz ticaret yollarını kontrol etmesi, güçlü bir donanma kurması ve stratejik üsler elde etmesi gerekiyordu.
Mahan’ın fikirleri 20. yüzyıl başında ABD, Britanya, Almanya ve Japonya’nın donanma politikalarını doğrudan etkiledi. “Orta Doğu” kavramını da bu stratejik düşünce bağlamında ortaya attı.
Orta Doğu kavramı, I. Dünya Savaşı sonrasında İngilizler ve Amerikalılar tarafından jeopolitik bir terim olarak kullanılmaya başlandı.
1930’lardan itibaren İngiliz diplomasi belgelerinde ve Amerikan dış politikasında benimsendi.
II. Dünya Savaşı sırasında “Middle East Command” (Orta Doğu Komutanlığı) gibi askeri yapılar kurulunca kavram resmileşti.
Ezcümle, ‘Orta Doğu’ ifadesi ilk kez Alfred Thayer Mahan tarafından 1902’de kullanıldı.
Stratejik bir tanımlama olarak literatüre giren bu terim, 20. yüzyıl boyunca Batı’nın bölgeye bakışını şekillendirdi ve bugünkü siyasi coğrafya anlayışının temel kavramlarından biri haline geldi.
Cemile Çetin